HİLYE-İ ŞERÎF
Lügatte “süs” ve “ziynet” gibi manalara gelen hilye ifadesi,
Sahâbe-i Kirâm Hazerâtının, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in
yaratılıştan gelen suret ve güzel vasıflarını anlatan rivayetlerinin özel bir
üslûp ile yazılmasıyla hilye-i şerîf olarak özel bir anlam kazanmıştır. Hat
sanatının müstesna örnekleriyle hazırlanan muhtelif boyutlardaki levhalar,
mü’minler nazarında tarih boyunca rağbet gördüğü gibi günümüzde de gönülleri
süslemektedir.
HİLYE-İ ŞERÎFEYE İHTİMÂM EDİP BAKMANIN VE ONU BULUNDURMANIN FAZÎLETLERİ
Meşâyihtan mânevî tarîk ile rivâyet olunduğuna göre;
Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) dâr-ı fenadan dâr-ı bekâya
intikāl ve irtihâl irâde buyurunca, ashâb-ı kirâmın:
“Yâ Rasûlellâh! Senden sonraya kalıp da cemâlini
görmezsek hâlimiz nice olur?” demeleri üzerine şöyle buyurdular:
“Benim evsaf ve şemâilimi yazıp onlara bakın ve yanınızda
yüksek bir yere asın!
O kişi kabir azâbından emin olur ve mahşer günü çıplak
olarak haşredilmez. O kişi idareci ise muradına erer. Allâh-u Te‘âlâ ona, düşmanlarına
karşı yardım eder. Onu bütün şeytanların şerrinden korur. Her korkusundan emin
olur.
Her kim bunları bir kâğıda yazıp yanında taşırsa, Allâh(-u
Te‘âlâ) Adn cennetlerini ona konak yapar. Sabah namazından sonra (üç salevât-ı
şerîfe okuyup), bu şemâil-i şerîfeye bakana Allâh(-u Te‘âlâ) beş yüz hac sevabı
yazar. Akşam namazından sonra buna bakana altı yüz hac sevabı yazar. Yatsı
namazından sonra buna bakana ise bin hac sevabı yazar, kendisine Kur’ân-ı
Azîm’i harmetmiş kimsenin sevabını yazar ve ayrıca ona bin köle âzâd etmiş
kişinin sevabını yazar.
Allâh(-u Te‘âlâ) büyük fazl(-u kerem) sahibidir.
(Dolayısıyla O’nun, Habîbine muhabbetle bağlanan ve şemailine tâzimle bakan
kimseye bu kadar sevap vermesine şaşılmaz.)”
Ulemâ şöyle demişlerdir:
“İçinde şemâil-i şerîfe bulunan ev felâkete uğramaz. İçinde
şemâil-i şerîfe bulunan eve şeytan ve fakirlik girmez. İçinde şemâil-i şerîfe
bulunan ev ateşte yanmaz. Şemâil-i şerîfeyi üzerinden taşıyan kişi her türlü
musibetten korunur, ömrü ve devleti uzun olur ve âhiret belâlarından emin olur.
Şemâil-i şerîfe her ne niyetle kırk gün okunsa, okuyanın
murâdı hâsıl olur.
Şemâil-i şerîfeyi ölümünden sonra kefenine koyduran kişi
kabir azâbı görmez, yetmiş melek ona duâ ve istiğfâr eder.”
Kaynaklar: Ârif-i Rabbânî Veliyy-i Samedâni Fethullâh
el-Bennâni, Fethullâh fî Mevlid-i Hayr-i Halkillâh, sh:15-19; Tirmizî, Şemâilü’n-Nebî,
no:3638, sh:38; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Gābe, no:5404, 4/169, Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve,
1/285
KAZASKER MUSTAFA İZZET EFENDİ VE HAZIRLADIĞI HİLYE-İ ŞERÎF
Geçmişten günümüze çeşitli ebatlarda hazırlanan hilye-i
şerîfin büyük ebatlı levha yazımını, muhtelif boyutlarda 200 kadar hilye
yazdığı belirtilen Kazasker Mustafa İzzet Efendi (v. 1293/1876) başlatmıştır.
19. asırda yaşayan Kazasker Mustafa İzzet Efendi, devlet idaresinde gösterdiği
muhtelif başarıların ve İslâmî ilimler alanında selâtin camilerde hatipliğin
yanında ifa ettiği pek çok hizmetinin yanı sıra, hat alanının da önde gelen
şahsiyetlerinden biri olarak adını tarihe yazdırmış mühim bir şahsiyettir. 15
Kasım 1876’da vefat eden büyük hattat, Tophane’deki Kadirîhâne Tekkesi’nin
hazîresinde medfundur.
Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin, Hazreti Ali’nin rivâyetini
esas alarak “sülüs nesih” hattıyla hazırladığı hilye-i şerîf, tıpkıbasım
yöntemiyle hazırlanmış ve teberrük vesilesi olarak İsmailağa Yayınevi
tarafından ilgililerin istifadesine sunulmuştur.