AZİZ MÜ’MİNLER!
Dünyada insan için rehbersiz, muallimsiz, vasıtasız, örneksiz hiçbir şey mümkün ve mukadder değildir. Bu nedenle hepimiz birçok olay, vesile ve sebeplerle kuşatılmış durumdayız.
Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) Efendimiz şöyle buyuruyor:
“Cenab-ı Hak bu ümmete her yüzyılın başında, İslâm dinini kuvvetlendiren bir büyük zâtı gönderecektir.”1
Bu zâtlar, kendi dönemlerinin ve daha sonraki yılların mürşidi, âlimi, ârifi ve rehberi olan kişilerdir. Bunlar güneş gibidir; herkese, hizmet ve kabiliyetlerine göre parlar, ışık verirler. Bunlar, bir “vâris-i enbiya” olarak cihanı aydınlatmaya, sapık ve saptırıcı fikirlerle mücadele etmeye çalışmışlardır.
Onlara bu sebeple “Müceddid” denilmiştir. Özellikle imanda ve amelde, Peygamber ve ashabının yoluna yeni baştan ve sıkı bir şekilde sarılmalarını Müslümanlara tebliğ ederler.
İşte dergimizin bu sayısı o verimli ve bereketli ömürlerin ve başarılarının hikâyesini sizlere yansıtmaya çalışacaktır.
Necip Fazıl Kısakürek (rahmetullahi aleyh) şöyle der:
“O büyükler, Peygamber yolundan kıl kadar dışarıya sekmedi ve yalnız bu sırrı talim ettiler. Gösterişsiz, kerametlerinin bilinmesini hıyanet bilen, Şeriat’tan başka ölçü tanımayan, boş ve manasız tek kelimesi ve hareketi olmayan, dışarıdan sade ve etkisiz görünüp de içeriden avizelerinin her ışığında bir güneş parlayan bir sarayın sahibi büyüklerimizdir.”
Hayatı, cihadı, mücadelesi, ıstılahatı, tecdidi, direnişi, küfre karşı tavrı, hakkı tebliğ edişi, eserleri ve fikirleriyle onları tanımaya ve tanıtmaya çalışacağız.
İSMAİLAĞA
1 Ebu Davud Sünen, Melâhim, 4/480.
