İsmailağa Dergisi - 23. Sayı Nisan 2018

Sultan II. Abdülhamid Han döneminin bir çöküş ve yozlaşma dönemi olduğunu ısıtıp ısıtıp önümüze getirenlere, Fransız araştırmacının “Osmanlıda dinî ve ekonomik kalkınma” adlı kitabına göz atmalarını tavsiye ederiz. İşte şaşırtıcı satırlar:

“Hasta adam içine gömüldüğü uyuşukluktan silkinip çıkıyor. Türkiye kendi gücüyle kalkınacağını haykırıyor. Zaten yıllar öncesinden canlanma belirtileri ortadadır. Fikrî ve manevî anlamda olduğu gibi ekonomik alanda da güçlü bir çalışma başlamıştır.”

Aslında bu uyanış Sultan Abdülhamid Han’la beraber yola girmiştir. Bu uyanmayı hazmedemeyenler, O’na kızıl sultan dediler, gaddar türk dediler, zalim despot, firavun dediler, hain halife hatta Kur’an düşmanı yaftalarının birini çıkarıp öbürünü taktılar boynuna… Üstelik hepsi bu kadar değil. Küfür ve hakaretlerini ise hiç saymıyoruz. Lakin bu millete yine de O’nu unutturamadılar.

Bazı soyu muhtelitler, sırf halkın gözünden düşürebilmek maksadıyla O’nu “Dinsiz Padişah!” diye jurnallemeye başlamışlardı. Oyun ortada. Bu gün Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a oynanan oyunlara ne kadar benziyor değil mi?

Öyleyse mağdur ve mazlum Sultanı tanımak bu günü ve bu günkü Reis’imizi daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.

Darısı, başını kuma gömmüş, papağan gibi aynı nakaratı tekrarlayanların başına…!
Selam ve dua ile

HEYET