Mukaddes Çile
Hazret-i Adem'den günümüze değin hak ile batılın mücadelesi sürmüş ve bu uğurda niceleri türlü çileler çekmiştir. Bu çile köprüsünden kimler geçmemişti ki ve daha niceleri geçecek... Bir yerde gündüz varsa elbet gece de olacaktır. Bir yerde nur bulunursa zulmet de bulunacaktır. Musa olur da ona karşı bir Firavun olmaz mı? Rahmet peygamberi zuhur eder de Ebû Cehiller boy vermez mi? Bütün çileler, Hak yolda sadakatin, sabrın, imanın, aşk ve muhabbetin delilidir.
Ne mutlu hak ve hakikat uğruna canlarını, mallarını, tüm varını yoğunu feda edenlere. Ne mutlu bu kutlu yolculukta her türlü çileyi cansiparane göğüsleyen o mücahitlere. Ne mutlu o mücahitlerin serveri Hz. Muhammed Mustafa'ya. Ne mutlu Adem, Salih, İbrahim, Lût, Eyyûb, Yakup, Yusuf, Musa, Şuayb, Harun (aleyhimüsselam) ve diğer peygamberlere. Ne mutlu bu hak davayı sahiplenen ve çile oklarına hedef olan
Yasir ve ailesine, Bilal-i Habeşî'ye, Habbâb b. Eret'e, Hulefâ-yı Râşidîn'e ve bu davayı sırtlanan Ebû Hanife, Ahmed bin Hanbel gibi ümmete yön veren o büyük imamlara...
Bu mukaddes çile köprüsünden geçen yolcularının tek bir gayesi vardı:
Allâh’ın “Dur!“ dediği yerde durmak, “Koş!“ dediği yerde koşmak...
Kalemini ehli sünnet çizgisinden ayırmayan, Peygamber aşığı merhum Mustafa Necati Bursalı Hocadan Mukaddes Çile kitabını takdim ediyoruz.